13 Mart 2009 Cuma

Nero Nutrient vs. Valerian Root

Bünyesi iyice abuklamış olan ben başlıkta görülen iki arkadaşın yardımına başvurdum. Valerian ile daha tanışamadık, sadece bir merhaba o kadar, Nero ise fena değil gibi, daha yakıcı bir etkisini göremedik ama hadi bakalım, en azından uyanmamı sağlıyor. Bu arada açıklayayım bilmeyenler için, Nero yoğun çalışan öğrenciler için, Valerian ise uyutmak için, exact opposites yani. Bünyemi patlatmak istiyorum evet. Öte yandan bitkisel naneler, en fazla beni yeşil yaparlar, bir bok da olmaz..
Neyse, bu seneki İstanbul Film Festivali'nde tıpkı tahmin ettiğim gibi Milk ve Mammoth var, bir de hiç tahmin etmediğim -çünkü TV için hazırlanmış bir yapımdı esasen- La Belle Personne var. Sırf bunlar da değil tabii, V for Vendetta mı istersin, Sebastiane mi istersin yine bir sürü şey var işte. Öte yandan bu bahsettiğim adlar dışında bu sene çok da ağzımın suyunu akıtmadı sanırım? Bilmem pek detaylı bakmadım her şeye ama genelde şöyle bir göz gezdirdiğimde kafayı yerim her sene. Ki ilginç bir şekilde "hayatımın filmleri" de hep İstanbul Film Festivali'nde gittiğim ya da kaçırdığım arkdaşlar olmuştur. Bu sene o potansiyele sahip bir şeyler yok gibi.
Tabii bu benim filmlere gidemeyeceğim için küfür etmemi engellemiyor. S. yeni başlayan Gael aşkı doğrultusunda sıraya girip Mammoth için bilet alabileceğimizi düşünüyor. Sıraya girebilirsin, bilet de alabilirsin ama sonunda okunuzun ölüm kısmına yaklaştığı gerçeği de var. Ki ben Mammoth'tan çok La Belle Personne ve Milk'i görmek istiyorum, Milk'in vizyona gireceği gerçeğini hesaba katarsak, bana La Belle Personne yeter şimdilik. Louis'nin filmde öğretmen olduğunu biliyorsunuz değil mi? Hahah, evet, ergenlik hayallerinizi besleyecek bir materyal daha, seviyoruz.
Bu arada, söz Milk'e gelmişken, Gus Van Sant'ın -ki nefret ederim kendisinden- kadrosunu oldukça eğlenceli buldum. Emile Hirsch, Diego Luna (Ç. ile yaptığımız sohbet doğrultusunda bir kez daha: Herifin adı ne kadar güzeeeeeeeeeeel!!! Benim de adım Diego Luna olsun yani, o kadar şahane. Ama adım Diego Luna olsa Meksika dolaylarında erkek fahişe olarak çalışırdım, living up to his name felsefesi doğrultusunda dünya da benden bunu beklerdi zaten.) falan. James Franco konusunda ise söyleyecek çok fazla şeyim var sanırım ama şimdilik whatever. Kendisi hakkında filmi izledikten sonra detaylı bir şey yazabilirim...
Birisi hakkında direkt etkisi altında kalınca daha doğru şeyler yazıyorum sanırım. Doğru derken, benim için doğru.
Neyse, yarın gidip festival kitapçığı alacağım, bir de kendimi eğlendirmek için birkaç şey alabilirim diye düşünüyorum. Ona göre festivl konusunda ne yapacağıma karar veririm. Rexx'te oynar mı ki La Belle Personne?...
P.S: Avatar bitti ulan!
Unutmadan, your daily dose of gayness! Hazır bahisleri geçmişken buradaki isimlerin, bir hatırlatmanın zararı olmaz;

Hiç yorum yok: