17 Ocak 2010 Pazar

The Adventures of Hime-chan and the Spare Key

Yeni seri, by moi!
Can sıkıntısı, depresyon, boş hayat falan adına ne derseniz deyin, şu esnada çok eğleniyorum.
Mini comic strip tandanslı bir şey olacak, şimdilik sadece bok gibi çizimli bir kapağa sahip ama olsun! Yine de çok eğleniyorum.
Özetle Hime-chan'ın Spare Key'e sahip olmasının getirdikleri ve götürdükleri...
3 haftalık tatilimde olayı geliştirirsem bir livejournal account'una taşırım. Buraya da linkini vermem.
Zaten iki kişi anlayacak, anlamayan da "Bu ne be?" diyecek, o yüzden diğer fangirl ve fanboy'lara sunarım eserlerimi.
Seriously, çok eğleniyorum şu anda.
Bugün gerzek gerzek bir iki bilgi edinip eğlenceme de eğlence kattım.
Oh be, tatil iyi evet iyi...

16 Ocak 2010 Cumartesi

I wanna see blood. Buckets of it, loads of it... I need gore, maybe not someone's intestines but something gooey and red and sticky, coming from some person's somewhere...
I need to dip my hand in red, thick, hot water since the smell of actual blood makes me kinda dizzy. Then wash my face in it.
I actually want to see my own blood too but don't like the pain afterwards.
Last but not least, I wanna hide these sentences somewhere since people would think I'm on a period of suicidal thoughts or self loathing or something... That is not the case though, this is just me being creepy.

6 Ocak 2010 Çarşamba

Realiteye Adaptasyon a.k.a Finaller Nasıl Biter?

Nasıl depresyona giresim, ağlayasım var anlatamam. Hepsi içimdeki arabeskin suçu cidden. Sanki dinlediğim şarkıdaki, okuduğum şeydeki olaylar benim başıma geliyor.
Karakterler için ağlayacağım, o derece.
Nedir bu softy'lik kuzum (Ç.'ye bol miktarda kırpılan gözler)?...
Battaniyemin altında kalmama bile izin vermiyorlar zaten. Pöeaaafff.
Son şikayetim ise download'umun çok yavaş olması üzerine. Ha bir de vizyondaki her dizinin şu anda tatil yapıyor olmasına bikbikleneceğim. Yaklaşık 5 gün önce "Ya hayat fena değil sanırım, keyfim yerinde" falan derken yine "Ölsem olmuyor mu?.." demeye başladım. O kadar da arabeskim, ne yapacaksınız...
P.S: http://prepareyourselfforbed.blogspot.com/2008/07/giderayak.html Ahahah, bu yazıda söylemiş olduğum bir iki haltı fark ettim de 2 sene sonra, bayağı eğlendirdi beni. "Kocaman amca" ahahhaa, tamam yani hakikaten öyle de, eskiden pek öyle değilmiş tabii. Neydi neydi "But I think there's also poison in that smile, coming from a man's point of view.." ahahah. Gayet de sempati duyulası biri kendisi. Ahahaha, ay çok eğlendim. Bir ara kamerayı açıp kaldığım yerden devam etmem gerek. Ahahaha