23 Şubat 2009 Pazartesi

"As you get older..."

Yakın zamanda biraz daha büyüyecek bir insan olarak belirtmek isterim ki; değişen pek bir bok olmuyor. Tabii geçen her seneyle sizin de "yetişkincilik" oynama hevesiniz artıyorsa orası ayrı, fatura ödemek bazılarımıza eğlenceli geliyor olabilir ya da peluş oyuncaklar bazılarının gözünde o eski kutsal yerlerini kaybetmiş olabilir ama kendi adıma konuşmam gerekirse pek değişen bir şey yok. Peluş oyuncaklar hala şahane, fatura ödemek hala boktan, tayyör vb. yetişkin kıyafetlerini ise umuyorum bir ömür boyu tenime sürmeyeceğim. Kazık kadar olmuş olabilirim ancak hala hayatımı çizgi filmlere adayıp bir karaktere hasta olmayı da ihmal etmiyorum (seneler doğrultusunda bkz. Woody (kesin Jim Carrey'i seslendiren adam seslendiriyor diye hastası olmuşumdur ama neyse), Haruka a.k.a her genç kızın come out süreci yardımcısı vb. ). Tek fark sanırım artık dyke drama izleyebiliyorum falan ama o kadar da olur herhalde, değil mi Zuko'cuğum? Senin yüzünden etüte gitmiyorum biliyorsun değil mi? Tamam arkadaşın gidemeyeceği için bana hediye ettiği bir etüt olabilir ama olsun. Adiler, dublajı da şahane, sadece Türkçe izleyebiliyorum. Neyse, action figure'leriniz falan yok mu sizin?..

P.S: Emile Hirsch, seni seviyorum canım, her ne kadar suratını kıllandırıp Hobbit'sel durumlara girme potansiyeline sahip olsan da o white bow ile beni pek mutlu ettin. Ayrıca Ryan'ın hayatıma girip yaklaşık 2 ayımı emmesi de senin bok yemendir. Canım benim aferin sana ^^

Hiç yorum yok: