5 Aralık 2009 Cumartesi

Little Miss Sunshine'daki Dwayne gibi hissediyorum şu anda, evet...

Eternal Summer aslında bir romanmış, 15 dk. önce öğrendim bunu. Dahası Borders'da bile bulunmuyor çünkü çevrilmemiş başka bir dile. En kocamanından fak, FAK hatta, küçük harfler yeterli değil bu duruma. Ekstradan geri zekalı bir imdb kullanıcısı "Heee evet, hatta böyle bir durum varmış kitapta!" diye dank diye yazmış, hayvan ya...
Hayatımın en büyük amacı şu noktada üniversite kariyer falan değil (ne zaman oldu ki zaten?) o kitabı okuyabilmek, cidden. Diğer her şey sonra geliyor...
Neyse, en azından yüz kez görüp "Amaaan bu ne be?.." dediğim eşcinsel içerikli filmde Joseph Gordon Levitt'in (kendisi rüyalarımın başrolünde birkaçtır, anlayamadım...) oynadığını öğrendim (Hayır, tabii ki Mysterious Skin'den bahsetmiyorum, başka bu...), tek güzel haber o.
Bu hafta sonu tarafımca sinemaya adandı, hatta mümkünse bütün hafta böyle gitsin, cuma Crows Zero I ve Maurice, cumartesi Crows Zero II, Edge of Seventeen (komikti esasen...) ve şimdi Lilies, download'u bitince de Latter Days (doğru tahmin, JGL'li film bu), sonra da Hedwig and the Angry Inch yaparım, sonra da diğerleri. Güneş doğunca The End'e uğrayayım ben bir de evet...
Jonathan'ı merak ediyorum şu anda en çok. Kitapta nasıl acaba, ah bir de bir ilginç bilgim daha var ama since bu blog'u okuyan insanlardan maksimum ikisi (blogu okuyan kaç kişi var zaten 4 mü?) filmi izlemiş olduğu için orayı şimdilik kendime saklayacağım...

Hiç yorum yok: