Adam gibi Depeche Mode dinlemeye başlamadan önce Martin L. Gore'u gay zannederdim. Daha doğrusu hetero olma seçeneği aklıma bile gelmemişti.
2 sene önce konsere geldiklerinde ise gazetede "Martin L. Gore sevgilisiyle bıdı bıdı" tarzında bir haber çıkmıştı, Türkiye'ye gelen ünlülerin nerede yediği ne yaptığı anında haber olur ya öyle bir şey. Tabii gazetede sevgilisini ve de benim kafam kadar göğüsleri olduğunu görmek tüm hayallerimi yıkmıştı. Dahası Precious'ı boşanması üzerine çocuklarına yazmış falan filan, teyze kendisinimn straight experiment'ı bile değildi özetle. Üzülmüştüm pek tabii ki ancak ne yapılabilir, gay'i heteroluğa zorlamak ne kadar anlamsızsa heteroyu da gay yapmak aynı derecede abuk (deneyimlerle sabittir...)...
Bu bilgiden sonra, geçtiğimiz sene sevgili Robert'ımda Playing the Angel'ı dinlemekteydim serviste uyuklarken. Uykum 1 saatlik servis yolculuğunda o kadar ağırlaşmış ki bir de rüya gördüm üstüne. Martin L. Gore ve Dave Gahan sahnedeydi, gençlik halleri tabii, birbirlerinin gözlerinin içine bakarak şarkı söylüyorlardı v e bir anda öpüşmeye başlıyorlardı. Rüyanın muhteşemliği "Ultimate Fanteziler Serisi, No: 495, checked!" dedirtecek kadar şahaneydi, ki görüntünün uke-semeliği şimdi hatırladıkça kafamda canlanıyor. Keşke gerçek olsaydı dedikten sonra bu görüntüyü çeşitli karakterlerime uygulamayı planladığımı belirteyim...
Unutmadan Martin L. Gore'un sesi dünya üzerindeki en şahane en karamel krema seslerden biri sanırım. Solo albümlerine ulaşmanız şiddetle tavsiye edilir, şahsen şu anda Counterfeit ep'den Compulsion ve Gone'a takmış vaziyetteyim...
Martin sen nasıl gay değilsin cidden?
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder