26 Eylül 2008 Cuma

Bir Filmekimi Faciası Daha

Filmekimi ile aramda oldukça garip bir ilişki var... Kendileri görmeyi gerçekten çok istediğim filmleri getirirler her sene. Hem de gerçekten çok istediğim filmleri (bkz. Une Vieille Maitresse , Persepolis etc.) ancak İKSV'nin azizliği midir nedir bilemeyeceğim, her sene de o çok istediğim filmlere bilet bulamam ben (yukardaki bkz.'ları tekrar buraya yerleştirin). Gittiğim filmler de boktan çıkar mesela (bkz. Time - Kim-ki Duk)... Sonra o çok görmek istediğim filmleri başka şekillerde elde ederim, bayılırım ederim falan filan...
Bu senenin ise tek bir farkı vardı. Daha önce de bahsettim ÖSS falan diye.. İşte o üç büyük harf yüzünden bu sene sadece bir filme gitmek istemiştim arkadaşlarımla ki gelmesini şiddetle beklediğim 3 - 4 film vardı toplamda ama zaman uygunsuzluklarını da hesaba katıp çok çok çok görmek istediğim Blindness'da karar kıldım. Tabii Gael Garcia Bernal ve de Yusuke Iseya adlarını duyunca benle gelecek insanları da ikna etmek gayet rahat oldu falan filan... Neyse özetle dün ( = biletlerin satışa çıktığı gün) üşenmedim sıraya girdim, 20 dk falan bekledim, arkamda sırada olan öküz ötesi heriflerin muhabbetine mağruz kaldım ("The front is boobs the back is ass!" diye anlatıyorlardı yabancı arkadaşlarına), dünyanın en iğrenç kızlarından biriyle çıktığı okulda kendisiyle yiyişirken ortaya çıkan yakın arkadaşıma rastlayıp sesimi çıkartmadım falan bu kadar da mutlu bir insandım. Sıra bana gelince ne oldu? Doğru tahmin; yer kalmamıştııııı!!! Salonun 200 kişiyi alabileceğini farz edersek ilk günden 200 bilet de satılmıştı! Yehu! Ne şahane değil mi? Ben ne yaptım peki? Biletix amcasına "Ööö... peki..." dedim ve kendimi Kadıköy'e atıp etütlerim başlamadan önce test çözdüm. "Bilet ister misin bak alacağım" falan gibi soruları sorduğum arkadaşlarımın bir kısmı da cevap vermeye bile tenezzül etmedi üstelik...
Olay Filmekimi değil aslında, nasıl olsa festivaldeki filmler biraz geç de olsa geliyor. Çok tutulmuşlarsa hemen geliyorlar (Kim-ki Duk'un Rüya'sı mesela eminim anında vizyona girer, aynı şekilde Miyazaki'nin son animasyonu da...) ama zaten sosyal aktivitelere falan çok bulaştığım yok, arkadaşlarımın yüzünü görememek bir kenara konuşamıyorum bile, bir tane filme gitmek istiyordum işte o da yalan oldu...
Bu sene artık festivallerde falan tek filme gidebileceğimden Lale Kart almayacağım ama seneye bırakın kardı, gönüllü olacağım her boka. Bu ne ya, o 200 kişi arasında eminim sinema konusunda benden daha az bilgili ve daha az keyif alan tipler vardır (bkz. "Sevgiliiim ben Filmekimi'ne gideceğiiim sen de gelsene birlikte gideriz?..." "Eh peki olur hayatım, ne filmi?"..) ama işte... Fazla sızlanıyorum ben, evet evet, neyse en olmadı DVD'den izlerim hepsini bir boş zamanımda hem daha mayısta Depeche Mode konseri var...

Hiç yorum yok: